Mediden Sağlıklı Yaşam Merkezi, Parapleji ve Tetrapleji Nedir?, Osteoartrit ve Fizik Tedavi, Skolyoz Tedavisi, Siyatalji, Total Kalça Protezi, Donuk Omuz, Covid-19’da Beslenme, Diz Ağrısı, Parkinson, Ankilozan Spondilit (AS), Omuz Ağrısı, Neden Klinik Pilates?, Hemipleji, Osteoartrit, Bel ağrısı nedir, neden kaynaklanır?

Fizyoterapi, Ortopedik Rehabilitasyon, Sporcu Rehabilitasyonu, Nörolojik Rehabilitasyon, Geriatrik Rehabilitasyon, Manuel Terapi, Ön Çapraz Bağ Yaralanması, Bel Kayması, Boyun Düzleşmesi, Manuel Terapi, Beslenme ve Diyet, Kalça Ağrısı, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon,

Postür Egzersizleri, Skolyoz Rehabilitasyonu, Solunum Terapisi, Pilates, Yoga, Fonksiyonel Fitness, Beslenme ve Diyet, Menisküs ve Fizyoterapi, Fibromiyalji Sendromu Nedir?, Yaşlı Bireylerde Egzersizin Önemi, Boyun Fıtığı, Sporcu Rehabilitasyonu, Spinal Kord Yaralanmaları,

Parkinson

Ürün Kategorileri

Parkinson

Parkinson hastalığı, titreme, kas sertliği, yürüme güçlüğü, denge ve koordinasyonun bozulmasına neden olan ilerleyici bir sinir sistemi bozukluğudur.
Beyinde dopamin adı verilen ve beyin hücrelerinin birbiriyle haberleşmesini sağlayan maddeyi üreten hücrelerin bozulması nedeniyle ortaya çıkar. Dopamin üreten hücrelerin azalmasına bağlı olarak az üretilen dopamin nedeniyle Parkinson hastalığının belirtilerinden olan ritmik olmayan, uyumsuz, titrek ve akıcı olmayan hareketlerin ortaya çıkmasına neden olur.

Parkinson hastalığında semptomlar genellikle yavaş yavaş başlar ve zamanla kötüleşir. Bazen sadece bir elde zorlanma ve tremor (titreme) ile fark edilir. Titreme yaygın bir semptomdur ve bu semptom aynı zamanda kas sertliğinin oluşmasına ve hareketin yavaşlamasına neden olur.
Parkinson hastalığı kalıcı olarak tedavi edilemese de ilaçlar ve doğru bir fizik tedavi programı ile semptomları önemli ölçüde azaltabilir.
Parkinson hastaları aynı zamanda, kalp atış hızı ve kan basıncı gibi vücudun birçok otomatik işlevini kontrol eden sempatik sinir sisteminin ana kimyasal habercisi olan norepinefrini üreten sinir uçlarını da kaybederler. Norepinefrin kaybı, Parkinson hastalığındaki yorgunluk, düzensiz kan basıncı, sindirim kanalında yiyecek hareketinin azalması ve oturma pozisyonundan veya yatma pozisyonundan ayağa kalktığında kan basıncında ani düşüş gibi bazı semptomların nedeni olarak sayılabilir.
Günümüzde yapılan birçok araştırma Parkinson hastalığının nedeni olarak, genetik faktörlerin ve toksinlere maruz kalma gibi çevresel faktörlerin bir kombinasyonundan kaynaklandığını gösteriyor.

Parkinson hastalığında risk faktörleri nelerdir?
İleri yaş
Ailede Parkinson hastalığı öyküsü bulunması
Kırsal yaşam, çiftlik ve kuyu suyu kullanımı
Tarım ilaçları
Erkek cinsiyet
Kafa travması
Demir, manganezin diyetle yüksek miktarda alınması
Beyaz ırk
Besinlerle alınan hayvansal yağlar
Obezite
Fiziksel ve duygusal stres
Parkinson hastalığının dört ana semptomu vardır:
Ellerde, kollarda, bacaklarda, çenede veya baş bölgesinde tremor (titreme)
Uzuvların ve gövdenin sertliği
Mevcut hareketlerin yavaşlaması
Bozulmuş denge ve koordinasyon, bazen düşmelere neden olur
Diğer semptomlar olarak depresyon, yutma güçlüğü, çiğneme ve konuşma güçlüğü, idrar problemleri veya kabızlık, cilt problemleri ve uyku bozuklukları sayılabilir.
Parkinson semptomları ve ilerleme hızı bireyler arasında farklılık gösterir. Bazen insanlar, Parkinson’un erken semptomlarını normal yaşlanmanın etkileri olarak düşünür. Örneğin, parkinson hastalığından etkilenen kişiler hafif titreme hissedebilir veya sandalyeden kalkmakta güçlük çekebilir. Konuşmaları yavaşlayabilir veya el yazılarının yavaş olduğunu ve sıkışık veya küçük göründüğünü fark edebilir. Bu semptomları normal yaşlanma olarak düşünebilirler. Genellikle Parkinson hastalarında değişiklikleri ilk fark edenler arkadaşlar veya aile üyeleri olmaktadır.
Parkinson hastaları genellikle öne doğru eğilme eğilimi, küçük hızlı adımlar ile kolların daha az sallanmasını içeren bir parkinson yürüyüşü geliştirirler. Ayrıca hareketi başlatmakta veya sürdürmekte de sorun yaşayabilirler.
Semptomlar genellikle vücudun bir tarafındaki uzuvda başlar ve hastalık ilerledikçe her iki tarafı da etkiler. Bununla birlikte, semptomlar bir tarafta diğer tarafa göre daha şiddetli olabilir.
Parkinson hastası çoğu birey, sertlik ve titreme yaşamadan önce uyku sorunları, kabızlık, koku alma yeteneğinde azalma ve bacaklarda huzursuzluk yaşadıklarını belirtmektedir.
Parkinson hastalığını kesin olarak tespit etmek için tıbbi testler yoktur, bu nedenle kesin tanıyı koymak zor olabilir. Şu anda, Parkinson hastalığının genetik olmayan vakalarını teşhis etmek için kan veya laboratuvar testi bulunmamaktadır. Teşhis, kişinin tıbbi geçmişine ve nörolojik muayenesine dayanır. İlaca başladıktan sonra semptomlarda iyileşme olması Parkinson hastalığının tanısını koymak için kullanılan teşhis yöntemlerinden birisidir.

Parkinson Hastalığının Tedavisi
Parkinson hastalığının kesin tedavisi olmamasına rağmen, kullanılan ilaçlar, bazı cerrahi tedaviler ve özellikle uygulanan doğru bir fizik tedavi yöntemi ile mevcut semptomlarda azalma ve iyileşme sağlanmaktadır. Vücut hareketlerinden sorumlu beyin hücreleri arasındaki iletişimi sağlayan en temel maddelerden birisi dopamindir. Düzenli ve disiplinli yapılan fizyoterapi egzersizleri ile beyinde kan akışı hızlanarak dopamin seviyesinde artış meydana gelmektedir. Bu sayede kişi günlük yaşam aktivitelerini daha rahat yapabilmekte ve yaşam kalitesinde artış sağlanmaktadır.
Parkinson hastalığı kişilerin hareket kabiliyetlerini ve yaşam kalitelerini olumsuz etkilemektedir. Hastaların hareketlerinde yavaşlama ve duraklama meydana gelebilir, kas ve eklemlerde sertlikler oluşabilir, kas kuvvet ve koordinasyonunda azalma görülebilir, denge problemleri ortaya çıkabilir, bunların sonucunda günlük yaşam aktiviteleri daha yorucu hale gelir. Fizyoterapi egzersizleri ile Parkinson’un neden olduğu motor semptomlar geciktirilerek ve azaltılarak günlük yaşam kalitesinin artırılması hedeflenir. Ayrıca egzersiz yapmanın psikolojik olarak da hastalara motivasyon sağladığı yapılan çalışmalar ile görülmüştür. Birçok araştırma, fizyoterapi programlarının maksimum verimi sağlayabilmesi için teşhis sonrasında olabilecek en kısa sürede başlaması gerektiği görüşünü savunmaktadır.
Parkinson hastalığında fizyoterapi programlarına başlamadan önce fizyoterapistler tarafından kişiye ve hastalığına özel klinik değerlendirme ve analizlerin yapılması gerekmektedir. Rehabilitasyon programları bu değerlendirmeler sonucunda belirlenmelidir. Hastanın var olan semptomlarına göre günlük yaşam modifikasyonu, egzersiz programları, manuel terapi uygulamaları ve beslenme düzenlemesi ile entegre bir şekilde bütüncül bir yaklaşım sağlanmalıdır.

Bizi Arayın
Yol Tarifi
Whatsapp